YAPAY ZEKA TEKNOLOJİLERİNİN SAĞLIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ


Geçmişten beri kamusal alanlarla birlikte özellikle sağlık sektöründe yapay zeka uygulamalarının kullanımı artmaya başlamıştır.


Sağlık sektöründe kullanılan yapay zeka teknolojileri kanser araştırmalarında, zaman kaybını ortadan kaldırmaktadır. Kanserli hücre örneklerinin tanıtıldığı derin öğrenme algoritmaları, yeni hücrelerin kanserli olup olmadığı tanısını koymakta hem daha hızlı hem de daha başarılı olmaktadır.


Eserin onarılmasını isteme hakkı, sözleşmeden dönme ve ücret indirimi haklarından farklı olarak, yenilik doğuran bir hak değildir. Dolayısıyla sırf kullanılmasıyla, diğer seçimlik haklar ve bu kapsamda sözleşmeden dönme hakkı mutlak olarak ortadan kalkmış olmaz. Bu haklar, müteahhidin onarım borcunu fiilen ifa ettiği anda düşecektir. Dolayısıyla, yüklenici onarım borcuna uygun bir tarzda hareket ediyorsa, iş sahibi fikir değiştirerek sözleşmeden dönemez.


Viktor Mayer- Schönberger ve Kenneth Cuiker’in Büyük Veri adlı kitabının bir bölümünde yer alan büyük verinin kamu sağlığı alanındaki etkisine somut örnek verilerek 2009’daki H1N1 virüsünün yayılımı ile ilgili Google’ın sisteminden bahsedilmiştir. Dolayısıyla geçmişte yaşanan H1N1 ve Ebola gibi salgınlar özellikle salgının yayılması ile ilgili sağlıklı bilgiye erken ulaşmanın ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.


2020 yılında Çin’in Wuhan kentinden tüm Dünya’ya yayılarak etkisini yoğun şekilde gösteren Covid-19 salgını kapsamında da özellikle yapay zeka teknolojilerinin kullanımı ile kişilerin takibi yapılarak salgının yayılma hızının kontrol altına alınabidiği görülmüştür. Örneğin; Güney Kore’de “31 numaralı vaka” olarak bilinen kişinin kimlere hastalığı bulaştırmış olabileceğini kestirmek için bütün önceki kişisel temaslarının haritasının çıkartılması ve riskli temasların saptanması yapay zeka teknolojisi ile mümkün kılınmış ve salgının yayılmasını engellemede önemli bir avantaj sağlamıştır.


Salgın ile mücadele kapsamında Google DeepMind virüsün bileşenlerini anlamak için yapay zeka algoritmaları kullanmakta ve böylece araştırmacılara önemli bilgiler sağlamaktadır. Pademi döneminde Tayvan ve İsrail gibi ülkeler giyilebilir cihazlardan kişinin sağlık kontrollerini yaparak yapay zekayı sağlık alanında hayatın içine yerleştirmiştir.


Aynı zamanda bu virüsle mücadele sürecinde otomatik yöntemlerle kişilerin sosyal medya paylaşımlarına kadar takiplerle önlemler alınmıştır. Twitter güvenlik politikasında değişikliğe giderek yüksek fiziksel hasara sebep olabilecek içerik, sahte ve etkisiz tedaviler, virüsü önleme ve teşhis teknikleri ile ilgili tweetleri ve kullanıcıları aldatan tweetleri yasakladığını açıklamıştır.


Salgın sonrasında kontrol ve takip mekanizmalarının insan hakları ve mahremiyet tartışmalarını da beraberinde getirererek ciddi bir tartışma konusu olması söz konusu olacaktır. Bu bağlamda her ne kadar bu süreçte kamu sağlığı açısından kullanılmış olsa da özellikle salgından sonra yüz tanıma sistemleriyle , konum verileriyle veya sosyal medya takibi ile kişilerin izlenmesinden geri dönülerek mahremiyet ihallerinin hafifletilmesi gerektiği görüşü ağır basmaktadır.


1. Viktor Mayer Schönberger/Kenneth Cuiker, Büyük Veri, s.9-10-11
2. Toker, Seca, Koronavirüs Salgını İle Mücadelede Büyük Veri Ve Yapay Zeka Çalışmaları, Seta Perspektif Dergisi, Nisan 2020, Sayı 266, s.4